LinkedIn’de Bilmeniz Gereken 10 İpucu -2-
LinkedIn profil düzenlemeleri gerçekleştirirken dikkat edilmesi gereken bazı noktalar vardır. Bu yazımda bilmeniz ve uygulamanız gereken en iyi 10 ipucundan bahsedeceğim.
1.LinkedIn URL’nizi Kişiselleştirin.
LinkedIn, siz profil oluştururken bir web sitesinde olduğu gibi size özel bir alan oluşturur. Bu link genellikle adınız ve karmaşık sayılardan oluşur. Aramalarda bulunmak için LinkedIn URL’nizi düzenlemeniz ve özelleştirmeniz gerekir. Eğer mümkünse adınız ve soyanızın bulunduğu bir link seçiniz. Sayıların, çok fazla noktalama işaretinin bulunmamasına özen gösterin.
- Profilinizin sağ tarafında bulunan “Genel profil ve URL’nizi düzenleyin” yazısına tıklayın.
- Açılan yeni sayfada “Kişiselleştirilmiş URL’nizi düzenleyin” tıklayın.
- Mümkünse herhangi noktalama işareti veya sayı kullanmayın. Eğer daha önceden o alan alındıysa “-” işaretini kullanabilirsiniz öncelikli olarak.
2. LinkedIn Diğer Görüntülenenler Özelliğini Kapatma.
Diğer görüntülenenler özelliği ne demek önce bunu açıklayalım. Profilinize girildiğinde size benzer özellikler taşıyan (iş unvanı, şirket, okul bilgileri vb. gibi) diğer profiller sağ tarafta bir kutucukta profilinizi ziyaret eden kullanıcılara gösterilir.

LinkedIn’de Bilmeniz Gereken 10 İpucu
Bu özelliği kapatırsanız başka profilleri öneremeyeceği için tüm ilgi sizin üzerinizde olacak ve böylece tıklayıp profilinizden çıkmayacaktır. Profilinizi ziyaret eden kişileri hem rakiplerinize yönlendirmemek hem de sizin profilinizde daha uzun zaman geçirmelerini sağlamak için bu özelliği kapatmanızı öneririm.
Peki, diğer görüntülenenler özelliğini nasıl kapatabiliriz?
Ayarlar ve Gizlilik sekmesinden “Hesap tercihleri” altında bulunan “Site tercihleri” altında, “Diğer görüntülenenler” tıklayın.
Sırasıyla Evet veya Hayır’ı seçmek için düğmeyi sola veya sağa çevirin. Hayır’ı seçerek kapatabilirsiniz. Değişiklikler otomatik olarak kaydedilecektir.
3. Bağlantı Kur Butonunu Takip Et Butonu ile Değiştirmek.
LinkedIn üyeleri 30.000 kişiye kadar 1. derece bağlantıya sahip olabilir. Bu sebeple takip et butonu ile değiştirirseniz sadece tanıdığınız veya bağlantıda kalmak istediğiniz kişilerin isteklerini kabul edersiniz. Diğer kullanıcılar sizi takip ederek güncellemelerinize, yayınladığınız gönderileri yine görebileceklerdir. Bağlantı sınırını doldurmamanız avantaj sağlayacaktır. Sizinle bağlantı kurmak isteyenler zaten yine davet gönderebilecekler sadece en başta profilinizde gözükecek olan buton değişecektir.
Takip et butonunu eklemek için Ayarlar ve Gizlilik sekmesinden “Görünürlük” altında bulunan “LinkedIn faaliyetlerinizin görünürlüğü” tıklayın. Takip Edenler penceresine tıklandığından “Takip et işlemini birincil yap” Evet’i seçerek bu butonu kullanılır hale getirebilirsiniz.
Eğer Linkedin’de içerik üretiyorsanız ve yeni özellik olan “Oluşturu Modu”na geçiş yaptıysanız yine bu buton aktif hale gelecektir.
Linkedin İçerik Oluşturu Modu açık mı?
Önemli özellikleri profilinize katacak bu mod, tüm hesaplara gelmeye başladı.
Hesabınızda oluşturucu modu açtıktan sonra neler değişecek?
▪️ Profilinizdeki ‘Bağlantı Kur’ düğmesi ‘Takip Et’ olarak değişir.
▪️ Profilinizde takipçi sayınız gösterilir. Önceden 500+ şeklinde sadece bağlantı sayınız yazıyordu.
▪️ Profilde hangi konu başlıkları ile ilgili içerik üretiyorsanız onu girmeniz için size 5 içerik alanı yazmanızı istiyor.Böylecek gönderilerinizin konularını gösterebilirsiniz.
▪️ Öne Çıkarılanlar ve Faaliyet bölümleriniz önce gösterilecek şekilde düzenlenecek.
Oluşturucu mod nasıl açılır?
Güncelleme ile bu özellik geldikten sonra size özel olan ‘Tablonuz’ kısmından ‘Oluşturucu Modu’ görebilirsiniz. Üzerine tıklayarak açmanız yeterli olacaktır.
LinkedIn bu özellik ile içerik üreticileri daha fazla desteklemek istiyor. Yeni özellikler daha da eklenecek gibi sonraki blog yazılarında nasıl iyi içerikler oluşturabiliriz bunlardan da bahsedeceğim.
4. Yorumunu Gönderiye Çevir.
Yaptığınız yorumlar sizin profilinizde de görüntülendiğinden bunların oldukça önem taşıdığını önceki blog yazılarımda belirtmiştim.
Bir gönderiye bir yorum yaptıysanız, ilgi gördüyse veya yorum yaptığınız kişiyi desteklemek istiyorsanız bunu kolaylıkla kendi gönderinize çevirebilirsiniz. Aşağıdaki gibi bir öneri göreceksiniz ona tıkladığınızda yorum yaptığınız kişinin paylaştığı şey ile sizin yorumunuz otomatik bir şekilde yeni paylaşımınız olacaktır. Oldukça kolaylık sağlayan ve içerik üretmeye teşvik edici bir özellik daha.
5. Yaptığınız Tasarımları Pdf Formatında Paylaşın.
LinkedIn’de yazı, görsel ve videonun yanı sıra dokümanlar paylaşabilmenize de olanak sağlıyor. Tek tek hazırladığınız yana kaydırmalı görselleri paylaşmak istiyorsanız bunu pdf haline getirin ve LinkedIn’de o şekilde paylaşın. Bu hem görsel açıdan güzel durmasına, kolaylıkla yana kaydırarak ilerlemesine faydalı olacaktır hem de etkileşim açısından daha iyi bir erişim sağlayacaktır.
6. Profil Fotoğrafını Analiz Et
Bir profil fotoğrafının LinkedIn için nasıl önemli bir role sahip olduğunu artık biliyoruz.
Kullandığın profil görselinin uygun olup olmadığını analiz etmeniz için size süper bir araç önereceğim. Snappr Photo Analyzer ile 100 üzerinden kaç puana sahip olduğunuzu ve düzeltmeniz gereken noktaları, nasıl olması olması gerektiğiniz ayrıntılı bir şekilde açıklayan kullanışlı bir araç.
Hep gelen sorulardan biri de arka planı renkli profil fotoğraflarını nerede yapabileceğimiz. Tasarımlarınızda kullandığınız marka renginiz var ise profil fotoğrafınıza bu rengi eklemek hem marka renginizi öne çıkarmanıza hem de diğerlerinden farklı görünerek öne çıkmanıza sebep olabilir.
Canva uygulamasını kullanarak oldukça farklı profil fotoğrafları hazırlamanız mümkün. Bunun için hazırlamış olduğum “Mini Canva Eğitim Serisi”ni YouTube kanalımdan inceleyebilirsiniz.
7. Linkedin QR Kod ile Bağlantı Kurun.
Eminim bu özellik Online toplantılarda çok işinize yarayacak. Görüşmelerde slaytlarınıza LinkedIn QR Kod’u ekleyerek kolaylıkla sizle bağlantı kurmalarını, mesaj atmalarını sağlayabileceksiniz.
Peki nasıl oluşturulur?
– Arama çubuğunuzun sağ üst köşesindeki QR kodu simgesine tıklayın.
– Buradan, QR kodunuza erişebilir, paylaşabilir ve fotoğraf gibi kaydedebilirsiniz.
– Bağlantı kurmak isteyen kişiler QR kodu tarayarak LinkedIn profilinize ulaşacaktır.
8. Profilinizi Analiz Edin.
LinkedIn’in bize ücretsiz olarak sunduğu ve günlük olarak güncellenen güzel bir siteden bahsedeceğim.
Sosyal Satış Endeksiniz (SSI), profesyonel markanızı oluşturmada, doğru insanları bulmada, içgörülerle etkileşim kurmada ve ilişkiler kurmada ne kadar etkili olduğunuzu ölçen bir araçtır.
Eğitimlerimde hep söylediğim gibi, LinkedIn ile ne kadar çok ilgilenirseniz o sizi daha çok sever. Bu analizleri haftalık olarak yaparak zayıf olduğunuz alanları geliştirmeye odaklanabilirsiniz.
SSI Score’a bu linkten ulaşabilirsiniz.
9. Hashtag’lerinizi Doğru Seçin.
LinkedIn’de doğru hashtag’leri kullanarak çok daha hızlı bir ilerleme kaydedebilirsiniz. Doğru hashtag’leri bulmak için tek tek kaç tane takipçisi olduğuna aratıp bakmanız gerekiyor. Bunun için kullandığım bir LinkedIn Hashtags uzantısını önereceğim sizlere.
“Hashtag Analytics by Engage” içeriğinizi yazarken bir yandan da kaç kişinin takip ettiğine bakmanıza ihtiyaç olmadan, yazdığınız anda size gösteren ve benzer hashtag’leri de size sunan güzel bir uzantı. Deneyebilirsiniz.
10. Farklı Yazı Tiplerinden Faydalanın.
İçerik yazınızı oluştururken vurgulamak istediğiniz noktaları farklı yazı tipleri kullanarak öne çıkarabilirsiniz. Burada dikkat etmeniz gereken noktalar, çok fazla farklı yazı tiplerini bir arada bulundurup karışıklık yaratmamak ve okunmayan yazı fontlarını seçmemek olacaktır. Sadece dikkat çekmek istediğiniz kelime de kullanırsanız size dönüşünün daha olumlu olduğunu göreceksiniz.
Birincisi telefonda “Font” uygulamasını kullanarak klavyenize eklenen farklı yazı tiplerinden oluşan bir uygulama ile yapabilirsiniz.
İkincisi de “LinkedIn Text Formatter” sitesinden kalın, italik gibi seçenekleri kullanarak yazılar oluşturabilirsiniz.
► Eğitim talepleriniz ve işbirlikleri için info@cansuyilmaz.net e-posta adresinden bana yazabilirsiniz.
İyi Bir LinkedIn Profili Nasıl Olmalı? Adım Adım Düzenle -1-
Herkesin bir LinkedIn profili olması konusunda bence artık hepimiz hemfikiriz. LinkedIn profilimiz bizim için satış yapmaya hazır halde bulunan ve 7/24 çalışan bir asistandır. Satış derken, iş aramanıza yardımcı olması da bir satıştır aslında. Karşımızdaki insanı etkilemeliyiz ki o kişi bize iş teklifinde bulunsun, ürünümüzü satın alsın veya sitemizi ziyaret etsin. Bu sebeple iyi bir LinkedIn profiline ihtiyacımız var. Gelin birlikte etkileyici bir Linkedin profili oluşturmaya başlayalım.
1. Profil Fotoğrafı ve Kapak Görseli
Bir profil fotoğrafı kullanmak hiç kullanmamaktan çok daha iyidir. Birine bağlantı isteği gönderdiğinizde görüntülenen ve dikkat edilen alanlardan biri olduğu için kabul edilme oranınızı 21 kat artırır. Gerçekte nasılsanız bunu fotoğrafınızda da yansıtın. Herkes kendine özgü katkılar sağlayabilir ama dikkat edilmesi gereken bazı noktalar vardır:
- Seçtiğiniz görsel yüzünüzü net bir şekilde belli eden bir fotoğraf olmalıdır.
- Uzaktan veya kendinizi çektiğiniz bir fotoğraf olmamalıdır.
- Aydınlık ve yüksek çözünürlüklü olmalıdır.
- Arkaplan sizin önünüze geçmemeli, dikkat dağıtmamalıdır.
- Fotoğrafta bir arkadaşınız, evcil hayvanınız olmamalı, sadece siz olmalısınız.
Yıldızlı Bir Not: Ne olursa olsun mutlaka bir fotoğraf ekleyin. Profil fotoğrafının olmaması hem profesyonel durmaz hem de LinkedIn algoritması açısından eksi bir davranıştır.
LinkedIn profil fotoğraf ölçüsü 300 x 300 piksel ve en büyük dosya boyutu 10MB olmalıdır.
Kapak Görseli, 1584 x 396 piksel ölçüsünde ve en büyük dosya boyutu 4MB olmalıdır. Vermek istediğiniz mesajı en etkili şekilde vereceğiniz bir alan sunar. Bu alanı etkili değerlendirmek için profili hangi amaçla kullandığınızı bilmelisiniz (buna en sonda değineceğim). Bir eğitmenseniz ve amacınız eğitimleri öne çıkarmak ise bu alana eğitimlerinizi, daha önce kimlere eğitim verdiğinizi anlatan bir görsel tasarlayabilirsiniz. Kitaplarınızı, aldığınız ödülleri, sertifikaları veya sitenizde sunduğunuz ücretsiz sunduğunuz bir dokümanı burada sergileyebilirsiniz.
2. Başlık ve Özet Alanı
Bu alan en çok özen göstereceğiniz alan olmalı. Bütün başlıklarınızı eklemenize ihtiyaç yok, öne çıkarmak istediklerinizi yazabilirsiniz. Spesifik olun. Eğer avukatsanız ‘Avukat’ yazmak yerine örneğin ‘Ceza Avukatı’ yazın. Ya da ‘Bebek Fotoğrafçısı’, ‘Edebiyat Öğrencisi’ gibi özel başlıkları tercih edin. Böylece size gelen talepler de net olacaktır.
Aranılan kelimeleri yani anahtar kelimenizi bu alana mutlaka girin. Örneğin LinkedIn benim anahtar kelimemse bunu özet alanında mutlaka yazmalıyım ama hashtag # işaretini kullanarak değil.
Şu anda bulunduğunuz pozisyonu, eğitim bilgilerinizi, konum ve iletişim bilgilerinizi ekleyebilirsiniz. Profilinizi her daim güncel tutmaya özen gösterin.
3. Öne Çıkarılanlar
En çok ilgi gören gönderilerinizi, varsa projelerinizi, slaytlarınızı bu alana ekleyerek ön plana çıkarabilirsiniz. Eğer kişisel marka iseniz ilk öne çıkarılan gönderiniz görselinizin bulunduğu bir gönderi olsun. Diğer alanları istediğiniz gibi kullanabilirsiniz:
- İşletmenizi veya kendinizi anlatan kısa bir giriş videosu paylaşabilirsiniz. (Bunu yeni gelen özellik ile profil görselinize de ekleyebilirsiniz.)
- Aldığınız müşteri yorumlarınızı derleyebilirsiniz.
- Değer katan paylaşımlarınızı ekleyebilirsiniz.
- Aldığınız başarıları listeleyebilirsiniz.
- İstediğiniz bir web siteye link vererek yönlendirebilirsiniz.
4. Faaliyetler
Tüm aktiviteleriniz bu alanda gösterilir. Yazılar, gönderiler ve belgeler burada bulunur. Gizlilik ayarlarınızda bu alanın herkes tarafında görüntülenebilir olduğundan emin olun. Yaptığınız yorumlar, beğeniler başkası tarafından görüntülendiği için sizin için avantaj sağlayabilecek bir özelliği de vardır.
5. Hakkında
Kendinizi tam olarak tanıttığınız ve aramalarda öne çıkmanızı sağlayacak en uzun yazı yazma hakkınızın olduğu bölümdür. En iyi şekilde kurgulamak gerekir. İlk cümleniz sizi anlatan tek bir cümle olmalıdır. Sadece o cümleyi okuyunca sizin ne yaptığınızı anlamalılar. Hakkınızda daha fazla bilgi edinmek isteyenler ‘daha fazla’ düğmesine basarak öğrenebilirler. Diğer alanlarda neler yaptığınızdan, hikayenizden, hobilerinizden bahsedebilirsiniz. En son cümleniz size ulaşmasını istediğiniz iletişim kanallarından biri olsun. Web siteniz, telefon numaranız veya eposta adresiniz gibi.
Özet alanında kullandığınız anahtar kelimenizi bu alanda da mutlaka kullanın.
6. Deneyim
Tüm deneyimlerinizi bu alana girebilirsiniz. Güncel olmasına özen gösterin. Deneyim eklerken açıklama kısmını mutlaka doldurun. İsterseniz dosya, görsel, site, video veya sunum ekleyin ya da link verin.
7. Eğitim
Tüm eğitim bilgilerinizi bu alana girebilirsiniz. Açıklama kısımlarını mutlaka doldurun. Aldığınız dersleri yazabilir veya başınızdan geçen ve size etki eden bir olayı anlatabilirsiniz. Bu hem sizi aramalarda öne çıkmanızı sağlayacak hem de hikayelerinizle profilinizi güçlendirmiş olacaksınız.
8. Lisanslar ve Sertifikalar
Aldığınız lisansları ve sertifikaları ekleyebilirsiniz. Aldığınız organizasyon şirketini, verilen tarihi, geçerlilik süresini ve varsa URL’sini girebilirsiniz. Alınan sertifikaları gönderi olarak yayınlamak yerine bu alana ekleyerek vurgulayabilirsiniz.
9. Gönüllü Çalışma
Gönüllü olarak çalıştığınız alanları ekleyebileceğiniz bir alandır.
10. Yetenekler
En fazla 50 tane yetenek ekleyebilirsiniz. Mümkünse ellisini de kullanın. Sektör bilgisi, araçlar ve teknoloji, sosyal yetenekler ve diğer yetenekler olarak kategorilendirilir. Ağınızda olan diğer kişiler gelip sizin yeteneğinize puan verebilirler. Bu da linkedin algoritması için önemli bir artı puandır. İletişimde olmak istediğiniz kişilerin profillerine giderek siz de onların yeteneklerine onay verebilirsiniz. Onlara bir mesaj gittiği için hem iletişim kurmanız kolaylaşacak hem de o size karşılık vermek için yeteneklerinizi onaylayacaktır. Profilinizi görüntülediği için artı bir, üstelik iyi kurgulanmış bir profiliniz varsa diğer artı katacaklarını siz hesap edin.
11. Tavsiyeler
Bu alanı web sitenizdeki referanslar bölümü olarak düşünebilirsiniz. Eğer bu bölüm yok ise ‘Profil bölümü ekle’ alanından ekleyebilirsiniz. İstediğiniz bağlantınızdan tavsiye istemek için ona bir mesaj atın. Eğer beğenmezseniz düzenlemesini isteyebilir veya profilinize eklemeyebilirsiniz. Aldığınız gibi başka bağlantılarınıza referans verebilirsiniz. Almak kadar tavsiye vermek de profilinizi güçlendirir.
12. Projeler
Yer aldığınız tüm projeleri ve detayları bu alana girebilirsiniz.
LinkedIn SEO ile Aramalara Öne Çıkın.
Tüm bu LinkedIn profil düzenleme adımlarını attıktan sonra aramalarda öne çıkabilirsiniz. LinkedIn algoritmasını iyi anlamak ve güncellemeleri takip etmek gerekir. Birisi bir arama yaptığında olan şudur:
– LinkedIn, o terime sahip tüm profilleri arar. Daha sonra en alakalı profilleri sıralar.
– Bu, bağlantı derecesini, otoritesini ve profilin popülerliğini ölçer.
– Ve size en iyi sonuçları gösterir.

Peki, aramada nasıl daha üst sıralarda görünebilirsiniz?
1. Sıralamak istediğiniz 1-2 anahtar kelimeye odaklanarak SEO profilinizi optimize edin.
Bunları başlık, özet, deneyim ve beceriler bölümünüze ekleyin.
2. Değer katan ve alakalı içeriği düzenli bir şekilde paylaşın.
İçeriğinizle ne kadar çok insan etkileşime girerse, profiliniz o kadar fazla yetki kazanır.
3. Ağınızı hedeflenen bağlantılarla genişletin.
Bir bağlantıya ne kadar yakın olursanız, insanlar anahtar kelimenizi aradığında sıralama yapma olasılığınız o kadar artar.
► Eğitim talepleriniz ve işbirlikleri için info@cansuyilmaz.net e-posta adresinden bana yazabilirsiniz.
Görünürlüğünüzü Artırmak için LinkedIn Belgelerini Kullanın
İçerik, potansiyel müşteri oluşturmanın çok önemli bir parçasıdır. Ayrıca bir başladınız mı duramayacağınız bir durumdur. Yani en azından ben de öyle oldu ☺
Üretmek. Etkileşim. Yorumlar. Paylaşımlar.
Özellikle paylaşımlarda dikkat ettiğim nokta, çoklu görsel paylaşımlarının tek tek görseller şeklinde paylaşılması. Biliyorsunuz ki LinkedIn tek seferde en fazla 9 görsel eklemenize izin veriyor.
Peki, daha çok şey anlatmak istiyorsak?
Ve daha düzenli görünsün istiyorsak?
Size şimdi anlatacağım yöntem:
En iyi içeriğinizi merkez sahneye koyar.
Eski içeriği yeniden kullanmak ve yeni bir kitlenin önüne çıkarmak çok basit ve hızlı hale getirir.
İçeriğinizi yeniden biçimlendirir, böylece bağlantılarınızın indirmesi ve ağlarıyla paylaşması daha da kolay olur.
Bu bahsettiğim sihirli yöntem nedir?
“LinkedIn Belgeleri”.
Bu yazıda, LinkedIn Belgelerinin tam olarak ne olduğunu, bu özelliği neden kullanmanız gerektiğini ve onu en iyi şekilde kullanmanın yolunu açıklıyorum.
LinkedIn Belgelerini nasıl kullanacağınızı anlarsanız, görünürlük ve etkileşim istatistiklerinizde büyük bir artış göreceğinizden eminim. Ne kadar çok insan içeriğinizi kullanır, tüketir ve paylaşırsa profiliniz o kadar güçlenir ve büyür – bu da kaçınılmaz olarak sizin için daha fazla kitleye yol açar.
LinkedIn Belgeleri nedir?
İçerik pazarlamasının, mümkün olduğunca çok okuyucuyu çekmek ve onları meşgul etmekle ilgili olduğu artık bir sır değil.
LinkedIn için – ve aslında tüm sosyal medya – için etkileşim kraldır.
LinkedIn’in etkileşimi ölçme yollarından biri de bekleme süresidir.
Bekleme süresi nedir?
LinkedIn bekleme süresi, bir kullanıcının akıştaki bir güncellemeyi (gönderiler veya makaleler) tıkladıktan sonra içerik üzerinde geçirdiği süreyi ifade eder.
LinkedIn algoritması, bekleme süresini bir gönderinin kalitesinin güvenilir bir göstergesi olarak görür.
Bekleme süresi neden bu kadar önemli?
LinkedIn’in algoritmasının iki temel amacı vardır: ilgili içeriğe öncelik vermek ve etkileşime teşvik etmek.
Algoritma, platformda harcanan zamanı artırmak için insanların görmek istedikleri içeriği haber kaynaklarına aktaracak şekilde tasarlanmıştır.
Eğer algoritma gönderinizde yüksek bir “bekleme süresi” görebilirse, o gönderiye daha fazla değer verecek ve erişimini genişletecek, onu görecek ve onunla etkileşimde bulunacak kişi sayısını artıracaktır.
Algoritmanın yanınızda olmasını sağlamak için okuyucuların dikkatini uzun süre tutan içerikler yayınlamalısınız.
Asıl soru, insanların gönderilerinize dikkat etmelerini ve mümkün olduğu kadar uzun süre etkileşimde bulunmalarını nasıl sağlayacağınızdır? LinkedIn Belgelerinin devreye girdiği yer burasıdır.
LinkedIn Belgeleri, gönderilerinizde bekleme süresini artırmanıza nasıl yardımcı olabilir?
İlk olarak, “LinkedIn Belgeleri” haber akışındaki kalabalıktan sıyrılıyor. Sonuç olarak, daha fazla kişi durur ve gönderilerinize bakar.
İkincisi, bu tür yayınların LinkedIn bekleme süresini artırdığı kanıtlanmıştır.
Bunun nedeni, belgenizin bir slayt gösterisi olarak sunulmasıdır, bu nedenle okuyucunun onu tüketmeye başlaması ve belgenin slaytları / sayfalarını tıklamaya devam etmesi kolaydır.
Potansiyel müşteri oluşturmak için içerik pazarlamasını kullanan herkes için bu gerçekten altın değerinde!
Bir PDF gönderisi oluşturmak için LinkedIn Belgelerini nasıl kullanıyorsunuz?
Sıfırdan bir gönderi oluşturmak istemiyorsanız önceden oluşturduğunuz içeriklerden herhangi birini kullanabilirsiniz.
Örneğin:
- Blog gönderileri ve makaleler
- PowerPoint sunumları
- Google dokümanlar
- Infografikler
Sadece onları görsel olarak çekici ve tüketmesi kolay hale getirmeniz gerekiyor. Tüm LinkedIn Belgeleri PDF olarak gönderildiği için bunları bir PDF formatında kaydetmelisiniz.
Bugün sizlerle eski içeriği yeniden kullanmak ve PDF’ye dönüştürmek için kullanabileceğiniz bazı ipuçlarını paylaşmak istiyorum.
LinkedIn Belgelerini Kullanmanın ve Görünürlüğü Artırmanın 5 Yolu
1. PowerPoint yeni en iyi arkadaşınızdır.
Ağınızın okumayı ve paylaşmayı seveceği gerçekten ilgi çekici, paylaşılabilir bir belge oluşturmak için PowerPoint (veya Mac kullanıcıları için Keynote) kullanabilirsiniz.
Örneğin, geçtiğimiz günlerde yazdığım “LinkedIn Gönderisi Nasıl Oluşturulur?” adlı bir blog gönderisini yeniden tasarladım. Slayt gösterisine çevirdim, ardından PDF’ye dönüştürdüm ve LinkedIn Belgesi olarak yükledim.
Gönderi haber akışında ön plana çıktı ve anında güzel yorumlar aldı.
Bu gönderimi buraya tıklayarak görebilirsiniz: https://www.linkedin.com/feed/update/urn:li:activity:6739833435952582656/
Bu gönderilerin kısa, net, değerli ve okunması kolay cümleler içerdiğinden emin olun.
Şimdi, tek bir grafik olmak yerine, yazımdaki bekleme süresini artıran, okuması eğlenceli, paylaşılabilir bir belge haline dönüşmüş oldu.
2. Blog gönderisinin tamamını PDF’ye dönüştürün
Print Friendly, herhangi bir web sitesi makalesini indirip paylaşabileceğiniz sade, temiz, güzel görünümlü bir PDF’ye dönüştürmenize olanak tanıyan ücretsiz, güçlü ve basit bir araçtır.
Printfriendly.com‘a gidin, dönüştürmek istediğiniz makalenin web adresini girin ve PDF sizin olsun.
3. PDF’leri yeniden kullanın
Bağlantılarınızın seveceğini düşündüğünüz güzel tasarlanmış kaynaklarınız varsa, bunları kesinlikle LinkedIn Belgeleri olarak paylaşmalı ve onlara yeni bir izleyici kitlesi vermelisiniz.
4. Word ve Google Dokümanlarını PDF’lere dönüştürün
Peki ya Word belgeleri veya Google Dokümanlar?
Kesinlikle Word Belgelerini ve Google Belgelerini LinkedIn Belgeleri olarak kullanabilirsiniz.
Her şeyde olduğu gibi, paylaşmadan önce dosyayı PDF’ye dönüştürdüğünüzden emin olun.
Aşağıda, “LinkedIn Üzerinden İş Başvuruları Yapmak!” örnek gönderimi görebilirsiniz. https://www.linkedin.com/in/cansu-yilmaz/detail/recent-activity/documents/
5. Infografikleri yeniden kullanın ve bunları PDF’lere dönüştürün
Infografikler, sosyal medyada çok popülerdir ve güçlü bir etkileşim elde etmek için akıllı ve güvenli bir yol sağlar.
LinkedIn Belgeleri, sizin etkileşim süper kahramanınız olma potansiyeline sahiptir!
- Kitlenizin dikkatini hızlı ve kolay bir şekilde çekin.
- Okuyucularınıza paylaşılabilir değerli içerikler sunun.
- Bu içerikle etkileşimde bulunma sürelerini artırın.
- Algoritma, üzerindeki çok sayıda göze dikkat ederken, bu içeriğin popülaritesini artırın.
LinkedIn birçok harika özelliğe sahiptir, ancak bu kesinlikle en güçlü ve kullanımı kolay olanlardan biridir.
LinkedIn Belgelerini Müşterilere Dönüştürmenin Sihirli Yolu
Tamam, yani en iyisini sona sakladım. LinkedIn’de belge gönderileri oluşturmak için çaba gösterirseniz, bu artan görünürlüğün bir kısmını yeni işe dönüştürebilirsiniz.
İşte bunu nasıl yapıyorum…
Paylaştığım belgelerin çoğuna bir Harekete Geçirici Mesaj (CTA) ekliyorum.Ve bunları mini satış hunilerine dönüştürüyorum.
Harekete geçirici mesajları nasıl ve nerede kullandığımı LinkedIn Belgeleri gönderilerimde özetleyeyim.
” Instagram’daki tek bağlantı kısıtlamasına çözüm bulacak 4 araç!” yazısının sonuna basit bir eylem çağrısı ekledim: ” Beni Instagram’dan da takip edebilirsiniz.” Bu CTA’nın amacı instagram hesabıma daha fazla trafik çekmekti.
https://www.linkedin.com/in/cansu-yilmaz/detail/recent-activity/documents/
“Tasarım Hazırlarken Bu 6 Siteden Mutlaka Faydalanın!” PDF’ini içeren gönderide, LinkedIn Profil Dönüşüm ve Etkileşimi için bir harekete geçirici mesaj var. https://www.linkedin.com/feed/update/urn:li:activity:6780079357374296065/
LinkedIn Documents gönderilerini nasıl kullanıyorsunuz?
LinkedIn Belgelerini kullanma planlarınız var mı? Ne tür içerik kullanmayı planlıyorsunuz? Onları kullandıysanız, sonuçlarınızı duymak isterim.
Linkedin’de Kendinizi Nasıl Konumlandırırsınız?
LinkedIn, iş dünyasındaki kişilerin diğer kişilerle iletişim kurmasını ve bilgi alışverişi yapmasını amaçlayan profesyonel sosyal paylaşım platformudur. Aralık 2002’de kurulan LinkedIn’in Türkiye’de toplam kullanıcı sayısı 2020 itibariyle 8.4 milyona ulaşmıştır.
Kendinizi, markanızı veya işletmenizi konumlandırmak istiyorsanız mutlaka LinkedIn’de yer almanızı öneririm.
Şimdi neden LinkedIn kullanma zamanı?
Sosyal medya platformlarını 2’ye ayırıyorum. İçeriğe Doymuş Platformlar ve İçerik Eksikliği Olan Platformlar.
Instagram gibi içeriğe doymuş hedef kitleyle buluşturma oranınız değişen algoritmalarla oldukça az düzeyde. Mutlaka reklam ile desteklememiz gerekiyor ki ilgili hedef kitleyle bu içeriğiniz buluşabilsin.
LinkedIn’e bakacak olursak daha önce kurulmuş olmasına rağmen son zamanlarda yapılan güncellemeler ile ve artan ivmesiyle içerik eksikliği olan platformdur tam manasıyla. O eksikliği kaliteli içeriklerle doldurmak sizin elinizde. Organik erişimi oldukça fazla. Kişisel markanızı büyütmek için bugünden itibaren LinkedIn’de yer almanız gerekmekte. Şu an tam LinkedIn zamanı.
“Eğer kimse reklamınızı okumuyor ve bakmıyorsa doğru konumlandırma bir işe yaramıyor demektir. “
– David Oglivy
Peki kendi markamızı konumlandırmak için hangi temel adımları atmalıyız? diye soracak olursanız sizin için 3️ madde ile özetledim:
3 Başlık Belirleyin:
LinkedIn profilinizde en fazla 3 konu başlığı belirleyin ve o başlıklar çevresinde içerikler üretin. Hangi konu geçtiğinde akıllara siz gelmek istiyorsanız o konulara yönelebilirsiniz. Belirli konulara odaklanıp o doğrultuda ilerlemek hem daha hızlı yol almanıza neden olacak hem de sizin açınızdan içerik üretimini kolaylaştıracaktır.
Hikayenizi Sahiplenin:
Kimseniz o olun ve onun gibi davranın. Başarısızlığa uğradığınız bir proje varsa bunu açıkça dile getirin, kabullenin. Facebook’un kurucusu Zuckerberg’ ın bu platformu nasıl kurduğunu herkes bilir. Çünkü bu hikayesini herkese anlatmıştır. Sizin de bir işletme olarak veya bir kişi olarak yola çıkış hikayeniz var. Neden bunu herkesle paylaşmayasınız ki? Unutmayın ki herkes hikayeleri sever.
Değerli İçerikler Üretin:
Kişisel markalaşma süreci değer katan içerikler üretmekle başlar. Komik paylaşımlar çok fazla etkileşimler alıyorsa ama sizin marka değerinize bu paylaşımlar hizmet etmiyorsa bu içeriklere yer vermeyin. Yani sadece rekabet duygusuyla olmadık içerikler paylaşmayın.
LinkedIn hakkında bilgi, en güncel gelişmeler ve etkileşim için Telegram kanalıma katılın: https://t.me/joinchat/RMmLLjgIX8F1jywx
Sosyal Medya İçerik Yönetimi ve Markalaşma
Tüm markalar veya işletmeler artık sosyal medya platformlarının gücü fark etmeye başladı. Sosyal medya içerik yönetimi ile ilgili oldukça sık karşılaştığım soruların başında şu geliyor: Nasıl içerik üretebilirim?
Tek kelime ile cevaplandıracak olursam tamamen hedef kitlenizi düşünerek hareket edin derim.
Peki, gerçekten içerik üretmek zor mu?
İçerik üretmek kolay değil ama zor da değil. Hep tek yönlü düşünüp o şekilde hareket ediyoruz. Bir içerik hazırlıyoruz ve o sadece bir platforma özgüymüş gibi orada yer alıyor. İçerik üretimini 3 adımda gerçekleştirebiliriz:
- Hazırla: Uzun biçimli bir içerik oluştur.
- Yarat: Bundan özellikle anahtar notları seçerek kısa içerikler oluştur.
- Dağıt: Tüm ilgili sosyal platformlarda paylaş.
Hemen küçük bir örnek ile açıklayayım. Örneğin YouTube için uzun biçimli bir içerik hazırladınız. Bunun ses kısmını alıp podcast, bir cümlesini alıp tweet paylaşımı ve çarpıcı kısımlarıyla da kısa videolar oluşturabilirsiniz. LinkedIn, Facebook, Instagram veya diğer ilgili platformlara içeriğinizi dağıtabilirsiniz. Burada anahtar kelime “ilgili platformlar” arasında dağıtım yapmaktır.
❝ NETFLIX GİBİ DÜŞÜNÜN! ❞⠀
Ayrıca sektör ne olursa olsun sosyal medya akışınızda tüm duygulara yer verin. Netflix gibi içeriğinizde bilgi, eğlence, dram, korku gibi ögeleri bulunsun. Hedef kitlenizin duygularına dokunun. Bunun size, markanıza veya işletmenize mutlaka yardımı olacaktır.
Sosyal medyada bir marka kimliği oluşturmak; zaman, sabır ve süreklilik gerektirir. Neler yapabilirsiniz bol bol analiz etmeniz gerekir. Yine Netflix üzerinden bu markalaşma sürecini sizlere anlatmak istiyorum. Hem de en çok izlenen dizi serisi olan La Casa De Papel ile.
La Casa De Papel’i Netflix ‘te en çok izlenen dizi yapan nedir?
Bu diziden hangi pazarlama derslerini öğrenebiliriz?
Para soygunu düşünüldüğünde aklınıza gelen en iyi 3 şey?
1. Dali Maskesi
2. Kırmızı Tulum
3. Marşı- Bella ciao
Sokak kıyafetleri, maske yok ve arka planda rastgele enstrümantal olan bir soygun mu hayal ediyorsunuz?
Aslında hayal bile edemezsiniz.
Neden?
Çünkü markada kökleşmiş olan bu.
Değiştirilemeyen bir DNA veya ruh gibi.
Bu da bizi önemli bir pazarlama kavramına götürüyor.
Marka kimliği
Bir markanın tüketicinin zihninde markayı tanımlayan ve ayırt eden renk, tasarım, sembol ve logo gibi görünür unsurlarıdır.
Marka konumlandırmasından farklıdır.
Marka konumlandırma zamanla değiştirilebilir, ancak “Marka Kimliği” asla değiştirilemez.
İkinci soygunda gözlemlediğimiz de buydu.
Aynı maske, tulum ve Bella ciao’ya sahipti.
Marka kimliği hiç değişmedi.
Sağlam marka kimliğinin faydaları?
Markaya sadakat ve güven kazandırmaya yardımcı olur.
Sonuç?
Marka, tüketicinin zihninde daha kaliteli bir ürün olarak konumlandırılır ve bir şey talep edebilirsiniz.
Sadece kurumsal markalaşma için değil, aynı zamanda kişisel markalaşma için de önemlidir.